Premenstrual sendrom (PMS), ya da daha yaygın bilinen adıyla adet öncesi sendromu, adet gören kişilerin yaklaşık %80’inde görülebilen, %5 oranında ise klinik vaka olarak gözlemlenen bir rahatsızlıktır. Adet ve doğurganlık döngüleri ile bu döngülerde aktif olan hormonları anlamak, adet öncesi sendromuna karşı alınabilecek önlemlerin ilk adımı sayılabilir.
Premenstrual sendrom, regl döneminin (kanamanın) başlamasından yaklaşık bir hafta önce ortaya çıkabilen fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkları ifade eder. Ortaya çıkan olumsuz belirtiler, kanamanın başlamasıyla ortadan kalkar, ancak bu dönemde yaşanan yorgunluk ve huzursuzluk, regl günlerinde de rahatsız hissetmeye neden olabilir.
Adet öncesi sendromu belirtileri, fiziksel ve ruhsal olarak farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Birçok vakada bu belirtilerden bazıları bir arada görülür.
Hakkında üretilen birçok teorinin yanı sıra, PMS’in kesin nedenleri tespit edilememiştir. En yaygın teorilerden bazıları şöyledir:
Çeviri kaynağı: https://avivaromm.com/pms/
Yuvaluna'nın kurucusu Gizem Onay, uzun yıllardır yoga, doğuma hazırlık, şifalı bitkiler, kadınları destekleyici uygulamalar, Organic Intelligence ve cinsellik alanlarında çalışan bir araştırmacı ve kolaylaştırıcı olarak hizmet veriyor.
Premenstrual sendrom (PMS) belirtileri belirli bir ölçekte şiddetli olarak görüldüğünde ise Premenstrual Disforik Bozukluk (PMDD) söz konusu olabilir. PMDD, dikkat ve tedavi gerektiren ciddi ve kronik bir tıbbi durumdur.
Kadınlar doğaları gereği değişken varlıklar. Döngülerimiz (adı üstünde 'döngü') de statik hayatlar yaşamadığımızın bir kanıtı aslında. Döngüler hayatımızı statik yerine dinamik bir şekilde yaşamamızı ve döngülerimizin her çeyreğinde farklı ve saklı olan feminen gücümüzün hediyelerini araştırmamızı talep ediyor.
Rahim ve yumurtalıklar, ergenlik döneminde olgunlaştıktan sonra bu organların başrol oynayacağı fizyolojik bir döngü başlamış olur. Adet kanaması ve yumurtlama evrelerini içeren adet döngüsü, rahmi olan kişilerde menopoz evresine kadar devam eder.