YUVALUNA | GİZEM ONAY

Memeler, ergenlik çağında büyümeye ve gelişmeye başlarlar; aslında bu gelişim ve değişim, ömür boyu da sürer. Yaş ilerledikçe memelerde görülen değişimler tamamen normaldir, ancak memelerdeki değişimler sadece yaş ile de ilgili değildir. Adet döngüsü boyunca bedende meydana gelen hormonal değişimler, memelerin görünüşünü ve hassasiyetini etkileyerek aylık değişimlere de neden olabilir. Aynı şekilde, hamilelik ve emzirme döneminde de, yine hormonal değişimlere ve dokulardaki süt üretimine bağlı olarak bazı değişimler görülmesi normaldir.

Hayatımız boyunca bile bu kadar değişim gösterebilen memelerimizin elbette bir başkasının memeleriyle kıyaslanması tamamen yersiz! Bir mememiz diğerine benzemeyebiliyorken ve meme şeklimiz aydan aya, bazen günden güne bile değişebiliyorken, memeleri birbirinin aynısı olan iki kadın bulup yan yana getirmek tamamen imkansızdır. Ancak birçok konuda olduğu gibi, memelerimizin ‘normalliği’ konusunda da medya tarafından aldatılıyoruz. Kendi uydurduğu ve her ne hikmetse çağdan çağa da değiştirmekte bir beis görmediği ideal kadın/erkek bedenini durmaksızın gözümüze sokan medya, memelerimizin nasıl olması gerektiğini de bizden iyi biliyor ve yeterince dolgun, yeterince büyük, yeterince küçük, yeterince açık renk, yeterince koyu renk değilse memelerimizin ‘çirkin’ ve hatta bazen ‘işe yaramaz’ olduğunu zannetmemize neden olabiliyor.

Memeler çeşitli şekillerde ve yapılarda olabilir. Meme ucunun da yapısı, rengi ve dokusu kişiden kişiye değişebilir. Hatta kadınların %10 ila %20’si içe dönük meme uçlarına sahiptir. Düzenli olarak takip edildiği ve anormal kabul edilen bazı yapılar tespit edilmediği sürece, tüm memeler normaldir ve işlevlidir. Operasyonla değiştirilmiş olanlar, iki tane değil tek olanlar, yaralı memeler, çok büyük memeler veya çok küçük memeler; hepsi tamamen normaldir.

Meme ne işe yarar?

Aslında memeler basitçe, dişi memelilerin yeni doğan bebekleri beslemesine yarar. İlginç bir şekilde, neredeyse tüm memeli hayvanlarda meme yapısı sadece bebek besleyeceği zaman şişip belirgin hale gelirken, dişi insanlarda meme yapısı ergenlik döneminden itibaren belirginleşmeye başlar ve ömür boyu gelişmeye ve değişmeye devam eder. Elbette hamilelik döneminde süt bezlerinin aktif hale gelmesiyle ve süt üretmeye yarayan hormonların vücudu etkilemeye başlamasıyla memelerde değişimler görülür ancak emzirme döneminin bitiminden sonra memeler genellikle bir miktar daha küçülerek süt salgılamayı durdururlar.

Memeler hayatımızın belirli evrelerinde büyüyüp küçülmenin ve bebeklerimizi beslememizi sağlamanın yanı sıra, hassas birer erojen bölge olarak da işlev görürler. Meme yüzeyinde, çevresinde ve özellikle meme ucunda bulunan sinir uçları, uyarıldıklarında beynimize genital bölgelerdeki uyarılara benzer sinyaller gönderme kapasitesine sahip. Bu yüzden araştırmaların da doğruladığı üzere, memeler önemli haz merkezleridir ve elbette, yapısal olarak olduğu gibi, hissel olarak da kişiden kişiye değişiklik gösterebilirler. Kimi insan meme ucu uyarısından fazlaca uyarılıp, hatta sadece bu uyarı ile orgazma ulaşabilirken, kimilerinde memeler erotik olarak tercih edilen bölgeler arasında olmayabilir. İki durum da tamamen normaldir. Hatta bir orgazmı diğerinin üstünde tutmamakla ilgili Gizem’in şu yazısına göz atmak da faydalı olabilir: “Klitoral Orgazm mı Vajinal Orgazm mı?

Memeler neden takip edilmeli?

Vücuttaki hormonal değişimlerden sürekli olarak etkilenen meme dokularında ve yapısında, bazı hastalıkların ortaya çıktığı sıklıkla görülür. Süt kanallarındaki iltihaplanmalardan, memenin doğal dokularının kanserli hücre geliştirmesi gibi durumlara kadar hepsi, düzenli kontrol ile takip edilebilecek durumlardır.

Her 8 kadından birinin hayatının bir evresinde meme kanseri ile karşılaştığı biliniyor. 20 yaşından itibaren her kadının aylık olarak kendi kendine meme muayenesi yapması öneriliyor, bu sayede dokularda oluşabilecek hastalık belirtilerinin erkenden fark edilmesi mümkün. Özellikle anne tarafında meme kanseri öyküsü bulunan, hormonal bazı dengesizlikler veya tedaviler görmüş olan kadınlar, meme kanserine karşı tetikte olmalı ve aylık kontrollerini aksatmamalıdır.

Kendi kendine meme muayenesi ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Sağlıklı ve neşeli memelerimiz olsun!

http://www.tmhdf.org.tr/Uploads/Editor/bo_lu_m_1.pdf
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/pon.1762

DUYGU İSLAMOĞLU

DUYGU İSLAMOĞLU

Yuvaluna İçerik Direktörü Duygu İslamoğlu, yaklaşık 10 yıldır kadın sağlığı, hamilelik ve çeşitli kadın meseleleri üzerine araştırıyor, yazıyor, haberler hazırlıyor. Aynı zamanda ailelere doula olarak hizmet veriyor, İçsel Doğum Doula Eğitimi’nin mentor ve eğitmen ekibinde yer alıyor. Yaşamın başladığı anın sihri karşısında her seferinde dili tutuluyor!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Stresle Baş Etmede Bitkisel Çözümler

Stresle Baş Etmede Bitkisel Çözümler

Dünyaca ünlü ebe, herbalist ve Yale mezunu Dr. Aviva Jill Romm ile 400 saatlik bir eğitime başladım bir süre önce: Kadınlar için Bitkisel Tıp Eğitimi. Ergenlikten menopoza kadar olan tüm süreçlerde (doğurganlık, doğum ve doğum sonrası da dahil) kadınların karşılaşabileceği her türlü rahatsızlık ve hastalıklara bitkisel destek  yöntemleri üzerine oldukça kapsamlı bir eğitim bu.

Himen Nedir ve Daha Önemlisi Ne Değildir?

Himen Nedir ve Daha Önemlisi Ne Değildir?

Himen, latince ismi ile hymen; embriyonik gelişim sırasında oluşan ve vajinal açıklığın hemen içinde kalan esnek bir dokudur; bir mukoza kıvrımıdır. Hamilelik başladığında aslında bebeğin cinsiyeti bellidir, fakat cinsel organlar henüz oluşmamıştır.

Adet Döngüsü İle İlgili Bilmeniz Gerekenler

Adet Döngüsü İle İlgili Bilmeniz Gerekenler

Rahim ve yumurtalıklar, ergenlik döneminde olgunlaştıktan sonra bu organların başrol oynayacağı fizyolojik bir döngü başlamış olur. Adet kanaması ve yumurtlama evrelerini içeren adet döngüsü, rahmi olan kişilerde menopoz evresine kadar devam eder.

 
#
Tamam