YUVALUNA | GİZEM ONAY

“Parçalandım ve her bir parçamı  ayrı yere bıraktım” diyen şarkıyı uzaklara bakarak birbirimizden habersizce ama aynı duygularla hep bir ağızdan söylediğimize tüm kalbimle inandığım, henüz tanışmadığım ve belki de hiç tanışmayacağım ama aslında çok iyi tanıdığım tüm o kadınlara ve içimdeki Matruşka’ya ithafen! 

Artık 40’lı yaşların şanından mıdır, annelikten midir orasını tam kestiremesem de, bugün geldiğim noktada her bir parçasına kıymet verenlerden biriyim ben... 

En sevdiklerine sınırsızca verdiklerini, konu kendisine gelince vermenin bencillik olduğunu sanan birisi için her bir parçasına kıymet verebilmek ne demek, belki biraz ondan bahsetmem gerekecek. 

İnsanın her bir parçasına kıymet verebilmesi için önce her birisi ile tanışması gerekiyor. Hatta tanışmak bile yetmiyor bazen, her birini anlamlandırmak gerekiyor. İşte bugün sizlere içimde olduklarını bildiğim ve hatta zamanla kaybettiğimi sandığım tüm parçalarımla beni tanıştıran; yer yer buluşturan bir yol haritasından yani son yıllarda birlikte yatıp kalktığım yol arkadaşım  Enneagram’dan bahsetmek istiyorum 

Öğrendiğim günden beridir çok keyif alarak paylaştığım ve her gün yeni keşifler yapmamı sağlayan Enneagram; insan kavramına 9 kişilik yapısı üzerinden bakan ve inceleyen çok eski ama aynı zamanda yeni, kişisel ama aynı zamanda evrensel, psikolojik ama aynı anda spiritüel, çok kolaymış gibi görünse de bir o kadar derin ve gizemli bir öğretidir. 

Meşhur Rus Matruşka bebeklerini bilmeyenimiz yoktur herhalde. İçini açtıkça içinden bir başka kadın çıkan ahşap oyuncaklar... İçinde 9 ayrı katmanlı, 9 farklı renkte Matruşka bebek koyun hayalinize. Sonra o 9 bebeğin her birini bir çemberin etrafında birleşmişler gibi yerleştirin yuvarlak bir çemberin etrafına. 

İşte İNSAN kavramını 9 farklı ana renk ve 9 ayrı katmanla inceleyen, içinde ara renkleri, tonları ve derinlikleri olan, tüm bunları da bir sembol aracılığı ile açıklayan bir haritadır Enneagram. Kendi içinde ya da ilişkilerinde derinleşeyim derken kendi merkezinden ayrı düşen, bir yerlere savrulan sevdiğimiz sevmediğimiz tüm o parçalarımızı hatırlatır. 

Neden kaçtığımız için neyi kovaladığımızı gördüğümüzde bir durup bakmamızı sağlar. Gerçek olanı hatırlatır! 

Çünkü gerçek, biz her şeyi unuttuğumuzda aklımızda kalandır. 

Bugün, tam da şu anda hayat koşturmacasına bir dakika mola verip sorsanız içinize; bugüne kadar öğrendiğim her şeyi unutsam, şunu asla unutamam dediğiniz şey ne acaba? Bu bir bilgi mi? 

Ya da istek mi? Ne geçti aklınızdan?

Bir fırsat sunulmuş olsa size mesela altın tepside, ne sunmak istersiniz bu dünyaya diye?

Hepimizden farklı sesler çıkacak. Her ne kadar işlerimiz, güçlerimiz, bakmakla mükellef olduğumuz çocuklarımız, normalde tıngır mıngır giden hayatlarımızda üstlendiğimiz rollere uygun kimliklerimizle ve stillerimizle arz-ı endam eylesek de; Enneagram tam bu noktada der ki: Bak içine! 

Bu dünyaya sunmak istediğin bir değer var. Bir amaç için buradasın der ve o amaca işaret eder. Kendi içsel amacını bulmak isteyen kişilere bu yönüyle bir yol haritası sunar. Elinizde yaşamda nereye gitmek istediğinize  dair bir yol haritanız olduğunu bilseydiniz mesela, daha önce saptığınız ve hiç size iyi hissettirmeyen yollara ya da ilişkilere girer miydiniz acaba? Böylesi bir bilgi ışığında çocuklarımıza ebeveynlik sunmak da ayrı bir hediyesi aslında… 

Gerek kendimiz ile olan ilişkimiz, gerek iş ilişkilerimiz, özellikle yakın ilişkilerimizde ve ebeveynlik tarzımıza çok katkı sağlayan Enneagram tipolojisine göre her birimizin amacı ve temel arzusu farklıdır; işte bu yüzden oluşturduğumuz savunma mekanizmalarımız da farklıdır. Birimiz öfkesini kolaylıkla dışa yansıtabiliyorken ve bu ona çok normal geliyorken, bir diğerimiz minik bir “hayır” demenin bile çatışmaya sebep olacağından çekinip bir adım geride durabilir. Hepsi insana dair, hepsi biziz. Bu yüzden bu bilgiyi öğretmeyi ve paylaşmayı çok seviyorum. Düşünsenize; her şeyin ayrıştırıldığı bugünlerde erkek kadın olarak dahi ayırmadan, insana dair ortak bir paydada buluşabilmenin adıdır bana göre Enneagram. 

Böylesi bir öğretiyi önce kendimizle olan ilişkimizde anlamlandıramadığımız yerleri aydınlatan bir fener gibi düşünebiliriz. İçimizde aydınlanan yerlerden süzülen bu ışık ilişkilerimize yansır. İlişki süreçlerinde tıkanıklık ya da aynı kısır döngülere takılmış süreçlerden kendimizi ve karşımızdakini gözeterek bir çıkış yolu sağlar. Çünkü bir şeyi neden yaptığınızı ya da yapamadığınızı bilmek önce kendinize sonra ilişkinize çok görünür bir netlik ve ardından sizin belirleyeceğiniz ölçüde dürüstlük getirir. Bu sayede sınırlarımızı çizebilmek kolaylaşır.  Dürüstçe kendimizi ifade edebildiğimiz her an ise özgürlüğün ta kendisidir. 

İşte bu yüzden yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek, Enneagram bana eşlik edecek, içimizde filizlenen koşulsuz sevgi ve aşk, belki bu sayede daha da büyüyüp genişleyecek. 

ÖZGÜR TAŞKIRAN

ÖZGÜR TAŞKIRAN

‘Arın - Dinlen - Dengelen’ adımlarından oluşan bir Öz-Değer Geliştirme ve Farkındalık Programı olan “Özgür’le Öze Dokunuş”un yaratıcısı Özgür Taşkıran Konaç, 2 çocuklu bir anne ve 15 yıldır kişisel bakım / wellness terapileri üzerine hizmet veren Marmaris’in ünlenmiş spa markası Buddha SPA’nın işletme sahibi ve eğitimcisidir.

 
#
Tamam