YUVALUNA | GİZEM ONAY

Kaybolmuş hissedenler, kafası karışanlar, dünyanın gidişatından ürküp köşesine sinenler şöyle bir toplanalım bu yazının başında. Su akar yolunu bulur, dertlenmeye gerek yok diyenlere de yerimiz var elbet. Baştan söylemekte de fayda var, yazının sonunda kendinizi daha iyi hissedeceğinizin garantisi yok. Sadece astroloji vasıtasıyla zamanın ruhuna dair öngörüler elde etmiş olacaksınız.

Zamanının ruhunu okumak için iki gezegenin rehberliğini yanımıza alacağız : Satürn ve Jüpiter. Yaşamın birbirine zıt prensiplerini temsil eden bu ikilinin yeryüzündeki yansımalarının izini süreceğiz. 

Satürn Aralık 2020’den beri Kova burcunda hareket ediyor. Kovaya dair anlamlar sıkıştığı için yoğunlaştığı ve bertaraf edildiği bir süreçten bahsetmek demek oluyor bu. Kova ise zodyak çemberinde insanı hayvandan ayıran, insanı insan kılan niteliklerin vurgulandığı bir var olma haline işaret ediyor. 

Nedir peki insanı insan kılan nitelikler ya da bunlara sadece nitelik mi demek gerekir? Benim çalıştığım alan üzerinden bakarsak; Budist felsefede, seçme özgürlüğünün olması bizleri, hayvanlardan daha farklı bir yere konumlandırıyor. Bu niteliğin olması ise beraberinde birçok niteliğin de doğmasına vesile oluyor. Ancak biz şu an basitçe seçme özgürlüğünün, karar verme özgürlüğünün insanı insan kılan “the nitelik” olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple de insan olarak doğmanın özgürleşmek için muazzam bir fırsat olduğundan sıkça bahsedilir Budist öğretide. Özgürleşmenin bu öğretide hangi bağlamda kullanıldığına ise girmeyeceğim bu yazıda. Oradan çıkmak biraz zor olur zira. Batı felsefesinde de insanı insan kılan niteliklerin arasında özgür irade yani seçme özgürlüğü ve bilinçli olmayı görürüz. Günümüzde biliş, zihin felsefesi alanında çalışan düşünür Shaun Gallager da  “İnsan kendi kendisini tefsir eden bir hayvandır,” der mesela. O halde Antik Yunan’dan, günümüze, doğudan batıya insanı diğer canlılardan ayıran niteliklerin en başında bilme, anlama ve seçme özgürlüğünün geldiğini rahatça söyleyebiliriz (her ne kadar günümüzde insanın özgür iradesi olmadığını söyleyen bilim insanları ve düşünürler olsa da bknz : Sam Harris). 

Modern astrolojide de Kova burcu bilinçli olmakla, zekayla, özgürlükle, entelektüel becerilerle, seçme özgürlüğü ile bağlantılı olarak değerlendirilir. İşte tam da bu noktada Satürnyen prensipler olan sıkma, daralma, küçülme etkisini bu Kova temaları üzerinden deneyimliyoruz. Yani tarihte de gözlemlendiği gibi Satürn Kova dönemleri insanların özellikle de seçme özgürlüğünün baskılandığı bir döneme işaret ediyor. Bu da tabii ki toplumsal hareketlenme, başkaldırı ve isyan etme eylemlerinin artma olasılığı anlamına gelir. Bizler bu sürecin bir kısmını pandemi etkileri ile geçirdik. Pandemi koşulları sebebiyle sosyal yaşam üzerinde önemli kısıtlamalar oldu. Birey olarak özgürlük alanlarımızın daralmasını, temel insani haklarımızın pandemi koşulları ile askıya alınmasını deneyimledik. 

Kova, zodyakta sembolü insan olan tek burç. Göklerden yeryüzüne bir kova su döken bir insan görseli ile bilinçli olma hali ve aklî melekeler vurgulanır ortak insanlık hafızasında. Kova enerjisinin hâkim olduğu dönemlerde deneyimlenen baskı ve kısıtlanmalarla bilinçli seçimlerin, aklıselim olmanın ve özgürlüğün değerini çok daha kapsamlı bir şekilde yeniden hatırlarız. 

Satürn Kova dönemlerinde, özellikle ancak köşeye sıkışınca harekete geçen ortak bir insanlık hali daha da görünür olur. Kovayla bağlantılı olarak var olmanın, yaşamanın, bir meseleyi çözmenin başka türlü olasılıkları da olduğunu hatırlarız. Zira bu da bizi diğer canlılardan ayıran bir özelliktir. Karşılaştığımız sorunları o andaki bilinç seviyemizle çözemiyorsak yeteri kadar geniş bir perspektiften bakamadığımızı biliriz. Sürekli kapalı cama çarpa çarpa dışarıya çıkmaya çalışan bir sineğin bir anda yan taraftaki pencerenin açık olduğunu fark etmesiyle birlikte özgürlüğüne kavuşması bu durumu iyi anlatabilir. 

O halde Satürn Kova dönemlerinin kendi içinde bir açık bir de kapalı pencere barındırdığını söylemek mümkün. Kapalı pencere sürekli çarptığımız, öğrenmekte direndiğimiz yerleri gösterirken açık pencere ancak farklı bir perspektiften bakarsak özgürlüğün ulaşılabilir olduğunu sembolize ediyor. Bu sebeple gerek kolektif seviyede gerekse de bireysel seviyede Aralık 2020 - Mart 2023 aralığı zihnen en az özgürleştiğimiz yerlerin çatırdağı, zorladığı zamanlar. Bu süreçte geleneksel yolları kullanmakta direnmek, yeniliğe kendimizi kapatmak, özgürleştirici olan korkuttuğu için reddetmek üzerinden gelen bir öğrenme süreci var. Bu sürecin hakkını vermek ise kendimizi başka türlüsü de mümkün demeye açmaktan geçiyor. 

Zamanın ruhunda sıkıştığımızı, daraldığımızı hissettiğimiz yerden büyümek de var. En bağnaz olduğumuz yerden yaşam bize şu an ‘gördüklerinin ötesinde de olasılıklar var’ diye fısıldıyor. 

Üstelik bu bağlamda 2023 gümbür gümbür gelen bir yıl. Satürn’ün Kova geçişi tamamlanır tamamlanmaz Pluto da Kova burcuna geçiş yapıyor. Pluto ise yeraltı krallığından sorumlu ve Kova’nın temsil ettikleri üzerinden gelen kuvvetli bir kolektif değişim kapımızda. Ancak bunu 2023 yılı içerisinde uzun uzun zaten anlatacağım. 

Bir sonraki yazımızda ise Jüpiter üzerinden zamanın ruhunu okuyacağız. 

EDA OCAK

EDA OCAK

Keyif ve merakının izinde giderek Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı lisans bölümünün ardından, Batı ve Çağdaş Sanat Tarihi üzerine yüksek lisansı yaptı. Yazarların, müzisyenlerin, şairlerin, ressamların, kaçık ve meczupların dünyasında gezindiği bu yıllarda, bir yandan da dünyanın her yerinden gelen öğrencilerine Türkçe öğretti.

 
#
Tamam