Bedenimizin Haz Kimyasalları Rehberi

Bacaklarınızı titretecek cinsten mükemmel bir öpücük aldınız diyelim ya da güçlü bir şekilde orgazm olmak üzeresiniz; belki gerçekten çok eğleniyorsunuz ve her şey size iyi hissettiriyor.

Muhtemelen tüm bu haller esnasında, zihniniz kaygıdan ve bugün için yazdığınız yapılacaklar listesinden uzaklaşacak, tamamen mutlulukla dolu hissedeceksiniz. Peki nasıl olur bu?

Orgazm, sarılmak, öpüşmek ve haz ile ilgili okumalar yaptığınızda, beynin nasıl da “iyi hissettiren” kimyasallarla dolup taştığı ile ilgili söylemlerle sık karşılaşırsınız. Belki “oksitosin” veya “dopamin” isimli vücut kimyasallarını duymuşsunuzdur. Bunlar cinsel hazzı deneyimlediğiniz sırada beynin ürettiği temel nörotransmitterlerden ikisidir.

Bütün bu cinsel dokunuş ve hazların sağladığı nefis hislerin oluşmasına katkıda bulunan kimyasal ve hormonları sıralamaya başlayalım.

Serotonin

Cinsel tepki döngüsünün ilk safhasında heyecanlanmaya başlarsınız. Bu aşamada bedeniniz seks için ısınmaya ve beyin serotonin nörotransmitteri salgılamaya başlar. Serotonin sizi mutlu hissettiren kimyasaldır.

Read Me: A Parental Primer for “The Talk” kitabının yazarı ve seksolog Dr. Lanae St. John’un açıklamasına göre serotoninin görevi duygudurumu, davranışları, iştahı, uykuyu ve cinsel arzu ve tepkileri düzenlemektir. Serotonin cinsel deneyim sürecinde beyinde üretilir fakat çok fazla üretildiği taktirde cinsel etkinliği baskılayabilir.

Adrenalin

Gerçekten hoşlandığınız birini gördüğünüzde veya o kişiyle tensel bir temasa geçtiğinizde “midemde kelebekler uçuşuyor” hissine aşinasınızdır. Bu hissin sebebi adrenalin salgılanmasına öncülük eden, kan akışındaki yavaşlamadır. Adrenalin kalp atışlarını ve kan basıncını yükselterek kaslara giden kan akışını yükseltir. Cinsel bir duyum hissettiğinizde, adrenalin vücutta dolaşmaya başlar. Genital bölgelere kan akışı artar ve cinsel olarak uyarılmaya sebep olur.

Adrenalin bedenin otomotik “kaç ya da savaş” tepkisiyle yakından ilişkilidir. Bu tepki genelde kaygı ya da korkuyla tetiklense de, beyin görüntülenmelerinden anladığımız kadarıyla beyindeki korku ve aşk merkezleri birbirine oldukça yakındır. Biriyle sevişirken hissettiğimiz o gergin duygunun açıklaması da bu olabilir.

Norepinefrin

St. John norepinefrinin cinsel uyarılma boyunca salgılandığını ve bedeni eyleme geçmesi için hareketlendirdiğini ifade ediyor. Seks sürecinde kalp atışlarını hızlanması, avuçların terlemesi ya da göz bebeklerinin büyümesi gibi fizyolojik değişimleri etkinleştirir.

Birçok “iyi hissetme” kimyasalı gibi norepinefrin için de “az çoktur” ilkesi geçerlidir. Çok fazla norepinefrin salgılanması, kaygı ile sonuçlanabilir.

Dopamin

Dopamin bedenin ödül hormonudur. Cinsel aktivite gibi vücudunuzun hoşlandığı bir şeyle meşgul olurken size “Bu harika bir şey! Böyle devam!” diye söyleten şey dopamindir. Bu kimyasal aynı zamanda cinsel arzuyu da arttırır.

St. John şöyle ifade ediyor: “Orgazm olduğunuzda beyniniz dopaminle dolup taşar. Dopamin, olan biteni fark etmesi için beyne sinyal yollar ve böylece seks, yemek vs. gibi zevk veren aktivitelere daha fazla dahil olabilirsiniz.”

Oksitosin

Halk arasında “aşk hormonu” olarak da bilinen oksitosin muhtemelen en yaygın bilinen, hazla ilişkili vücut kimyasalıdır. Aşk ve bağlanma duygularından sorumludur. Beyinde fizyolojik dengeyi sürdüren hipotalamus bölgesinde üretilir ve direkt olarak sinir sistemiyle ilişkilidir.

“Sarılma veya dokunmayla sağlam bir oksitosin artışı elde edebilirsiniz, bu duygunun ortaya çıkması için seks yapmak zorunda değilsiniz,” diyor St. John. “Orgazm noktasında oksitosin zirveye ulaşır ve ardından bir süre daha kanda gezinir.”

Prolaktin

Son olarak, cinsel haz ve orgazmdan sonraki tatmin duygusunun gelişmesini sağlayan prolaktinden bahsedelim. Kendisi aynı zamanda meme gelişiminden ve memelerdeki süt üretiminden sorumludur.

Zeynep Ayaztekin

Çeviri: https://dame.com/a-guide-to-your-bodys-pleasure-chemicals/