YUVALUNA | GİZEM ONAY

Himen, latince ismi ile hymen; embriyonik gelişim sırasında oluşan ve vajinal açıklığın hemen içinde kalan esnek bir dokudur; bir mukoza kıvrımıdır. Hamilelik başladığında aslında bebeğin cinsiyeti bellidir, fakat cinsel organlar henüz oluşmamıştır. Hamileliğin 7 ila 12. hafta arasında dış genital organlar oluşur. Bu süreçte genital duvarlar birleşirse testis torbaları; ayrılırsa da dış dudaklar ve iç dudaklar oluşur, arada kalan dokuya ise himen adı verilir.

Himen Neden Var?

Araştırmalar sonucunda himenin, tıbbi veya fizyolojik herhangi bir amacı olmadığı görülmüştür. Bunun yanı sıra himen herkeste görülen bir doku değildir, bazı kadınlarda himen bulunmayabilir. Herhangi bir faydası veya zararı yoktur. Vajinayı koruduğu veya hijyen açısından bulunduğu söylemleri doğru değildir.

Himenin Yapısı Nasıldır?

Bilinenin aksine himen, sadece penetrasyon esnasında yırtılan, bozulan; sert veya delinen bir şey değildir; aksine esnek bir yapıya sahiptir. Bunun yanı sıra kadınlarda birden çok himen yapısı bulunur. Tıbbi müdahale gerekliliği duyulan tek himen yapısı, dokunun tamamen kapalı olduğu “imperfore himen” dediğimiz durumdur ve tıbbi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Bu müdahale, kişinin tampon kullanabilmesi veya regl olabilmesi için yapılır.

Himen, bahsedildiği üzere çeşitlilik gösteren bir dokudur. Tamamen kapalı olduğu durum dışında, yarım ay (kresentrik himen), ara bölmeli (septalı himen), çok delikli (kribriform himen) ve küçük delikli (mikroperfore himen) olmak üzere birbirinden farklı biçimleri vardır.

Himen ve Bekaret

Bekaret, kelime anlamı ile aslında deneyimsizliği veya saflığı anlatırken; geleneksel kullanımı ile daha önce cinsel ilişki yaşamamış olmayı ifade eder. Kadınların evlilik öncesi cinsel ilişkide bulunmasını yasaklayan kültürlerde, kadının bakire olması; yani himen dokusunun bulunması beklenir. Bir kadının cinsel birliktelikte bulunup bulunmadığını öğrenmek için kullanılmış olan himen, bu sebeple halk arasında “kızlık zarı” olarak isimlendirilir.

Kadınlarda evlilik öncesi bekaretin toplumsal bir beklenti oluşturduğu ülkelerde, himenoplasti denilen bir cerrahi operasyon uygulanmaktadır. Amaç, kadının evlendiğinde yaşadığı ilk cinsel birliktelikte kanama yaşamasıdır. Kültürel bir amaç olan bu kanamayı yaşamak için bir çok kadın, psikolojik, fiziksel ve maddi olarak zarar görmektedir.

Erkek egemen toplumlarda kullanılan “kızlık zarı” terimi, kadının cinselliği üzerine beyanda bulunabilme ve cinselliğini kontrol etme amacını yansıtır. Kadının cinsel davranışlarının veya seksüel geçmişinin, bir doku olan himen ile öğrenilmeye çalışılması doğru değildir ve bu tür uygulamalar kadınlar hakkında yanlış ve haksız yargılar yaratır. Birçok kadın, toplumdaki bekaret algısı sebebiyle doğrudan veya dolaylı olarak psikolojik ve fiziksel şiddet görmektedir. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliğine oldukça ters düşen bu durum, kadınlar için oldukça rahatsız edicidir. Bu yüzden “kızlık zarı” yerine anatomik ismi olan himenin kullanımı uygun görülmektedir.

https://www.researchgate.net/publication/260578888_Hymen_Facts_and_conceptions
https://wexnermedical.osu.edu/blog/myths-and-facts-about-hymen
https://www.researchgate.net/publication/323658644_Microperforated_Hymen_Presenting_Spontaneous_Pregnancy_with_Cesarean_Delivery_and_Hymenotomy_Surgery_A_Case_Report

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Bedenimiz, Karanlığımız, Kahkahamız

Bedenimiz, Karanlığımız, Kahkahamız

Esasında ilk yazıyı yazmanın bu kadar endişeyle dolu olacağını kestirememiş ve alıştığım akademik yazma şeklinin dışına çıkıp biraz daha kişisel bir alana geçmenin gözümü bu kadar korkutacağını düşünmemiştim. Bu endişeyi dengelemenin yolunu, benim için senelerce büyük bir endişe ve utanç kaynağı olmuş olan, son zamanlardaysa bunu biraz araladığımı hissettiğim bir konu hakkında yazmakta buldum: Kilolu olmak, kilo vermek ve verememek.

Mindfulness: Koşullar Zorlayıcıyken Beyni Rahatlatmak

Mindfulness: Koşullar Zorlayıcıyken Beyni Rahatlatmak

İçinde yaşadığımız, kontrolümüz dışında gelişen politik ve ekonomik gidişat tehdit ediciyken ve yaşanan kayıplar ile bir yanımız donarken hayatı umutla, heyecanla ve huzurla nasıl sürdürebiliriz?

Doğum Sonrası İçin Haklar Kılavuzu

Doğum Sonrası İçin Haklar Kılavuzu

Gebelik de doğum da, Türkiye gibi ülkelerde son derece medikalize edilen ve her halükarda birer patoloji muamelesi gören durumlar. Her vaka için böyle olmasına gerek var mı? Gebelere “hasta” muamelesi yapılması yaşadığımız çağın sonucu. Oysa belki de hayatın en doğal karşılamalarından birine muhatabız.

 
#
Tamam