YUVALUNA | GİZEM ONAY

İnsanlık bir arada yaşamayı öğrendiğinden beri, sosyal destek hayatımızın hep çok önemli bir parçası oldu. Bir arada yaşama pratiklerimizin modern zamanlarda değişmeye başlamasıyla da, destek ihtiyaçlarımız ve destek alma biçimlerimiz değişmeye devam etti.

Topluluklar halinde yaşanan kültürlerde hamilelik, doğum ve lohusalık süreçleri özel zamanlar olarak görülür ve desteklenirdi. Şehir hayatında çeşitli koşullar nedeniyle bu tür bir topluluk desteğinden mahrum olan kadınlar için, ‘doula’ kavramı gün geçtikçe daha da popüler hale geliyor.

Doula Nedir? 

Doula (‘dula’ okunur); hamilelik, doğum ve sonrasında anneleri ve aileleri desteklemek üzere eğitim almış, medikal olmayan destekçiler için kullanılan tabir olarak literatürde yerini aldı. İlk olarak 1986 yılında ortaya atılan doula kavramı, bu süreçlerde fiziksel desteğin yanı sıra duygusal destek almanın hem medikal, hem de psikolojik etkilerini ortaya koyacak bir dizi araştırmanın sonucu olarak bir meslek olarak tanımlanmaya başladı.

Doulaların Hikayesi

Araştırmacılar Marshall Klaus, John Kennell, Steven Robertson, and Roberto Sosa, yaklaşık 10 yıldır ABD’deki çeşitli üniversitelerde ve hastanelerde anne bebek bağı üzerine çalışıyordu. Guatemala’da tesadüfen bir kadın destekçinin doğumda bulunmasının doğumu ve anne bebek bağlanmasını etkileyebileceğini keşfettiler ve doula kavramı ortaya çıkmış oldu.

1980 yılında Guatemala’da bir doğumhanede çalışan görevliler, iki farklı doğum odasında bulunan kadınların doğum süreleri arasında bir fark olduğunu keşfettiler. Bir odada bulunan ve doğum öncesi süreci beraber geçiren bir grup kadının doğumu, diğer bir odadaki kadınların doğumlarından daha kısa sürmüştü. Araştırmacılar sonradan, doğumu daha kolay geçiren kadınların bulunduğu odada bir araştırma asistanının bulunduğunu fark ettiler. Araştırmacı kadın orada destek vermek amacıyla bulunmuyordu ancak istemeden de olsa, odada doğum sürecini geçiren kadınlarla temas etmişti ve onları rahatlatmıştı. Diğer odadaki kadınların doğumu ortalama 19,3 saat sürerken, bu tesadüfi desteği alan kadınların ortalama 8,7 saat içerisinde doğum sürecini tamamlamıştı.

Klaus, Kennell, Robertson ve Sosa, bu keşfin ardından bir yardımcının/hizmetçinin doğum sürecini etkilemesinden yola çıkarak, bu desteği sağlaması için bazı profesyoneller görevlendirdiler ve bu görevlilere eski Yunanca’da ‘hizmetçi kadın’ anlamına gelen ‘doula’ adını verdiler. 1986’da yayınladıkları "Doğum Sırasında Sosyal Desteğin Anne ve Bebek Hastalıkları Üzerindeki Etkileri" adlı çalışmaları İngiliz Tıp Dergisi’nde yayınlandıktan sonra, doula kavramı daha da bilinir hale geldi ve 1992 yılında Penny Simkin ve Annie Kennedy’nin de katkılarıyla, DONA (Doulas of North America / Kuzey Amerika Doulaları) topluluğu kuruldu. Burada profesyonel doulalar yetiştirmeye başlayan uzmanlar, günümüzde de hala faaliyetlerini sürdürüyor ve DONA, dünyadaki en prestijli doula organizasyonu olmaya devam ediyor.

Türkiye’de ise ilk doula eğitimi, 2011 yılında İçsel Doğum Doula Eğitimi adıyla Julia Steils Paçacıoğlu tarafından verilmeye başlandı. Günümüzde DO-UM ve İstanbul Doğum Akademisi gibi farklı kurumlar tarafından da doula eğitimleri verilmeye ve yeni doulalar yetiştirilmeye devam ediyor.

Doula Ne İşe Yarar?

Doulalar temel olarak doğum sürecini kolaylaştırmak için eğitim alırlar ancak hamilelik ve lohusalık süreçlerinde de destek olmayı öğrenmek, eğitimlerinin bir parçasıdır. Hatta ‘lohusa doulası’ adıyla uzmanlaşan ve yalnızca lohusalık sürecinde destek olan doulalar gibi, farklı ekolleri takip edip eğitimler alarak ‘kürtaj doulası’, ‘kayıp ve yas doulası’ adıyla hizmet veren doulalar da vardır. 

Doula işi, kelime anlamının da işaret ettiği gibi, bir hizmet etme ve kolaylaştırma işidir. Hamileliğin genellikle son aylarında bir douladan hizmet almaya karar veren bir gebe, bu süreçte doğuma hazırlanmak için destek alır. Doğum başladığında ailenin yanına giden ve bebek doğana kadar doğum ortamında bulunan doula, bu süreci kolaylaştırmak için de ortamın düzenlenmesine yardımcı olur, masaj ve aromaterapi gibi teknikler kullanarak anneyi rahatlatmaya çalışır, doğuma eşlik eden bir partner varsa onun da ihtiyaçlarını gözeterek hizmet eder. Doğumdan sonra ise, emzirmeye yardımcı olacak şekilde anneye destek olabilir, yine masaj ve benzeri tekniklerle anneyi rahatlatır; olası bir medikal sorun gelişmesi durumunda aileyi bir sağlık profesyoneline yönlendirmek üzere bilgilendirir. 

Tüm bu süreçlerde, doulanın medikal bir rolü hiçbir zaman yoktur. Doulalar gebeyi veya bebeği muayene edemez, doğumun ilerleyişi ile ilgili bilgi veremez, emzirme eğitimi vs. sunamaz. 

80’li yıllarda çalışan ve doula desteğinin doğumları ve anne-bebek bağlanmasını olumlu yönde etkileyebileceğini keşfeden araştırmacılar, birkaç önemli noktayı gözeterek doula desteğini önermiştir.

Aşk Hormonunun Desteğe İhtiyacı Var!

Doğumun başlamasını ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlayan hormon olan oksitosin, kişinin kendini güvende hissedip hissetmediğiyle doğru orantılı olarak azalabilir ya da artabilir. Yeterince oksitosin salgılanamadığında, doğumun ilerleyişi yavaşlayabilir veya tamamen durabilir. Böyle bir durumda medikal bir müdahale olarak yapay oksitosin, ya da yaygın bilinen adıyla ‘suni sancı’ uygulanması gerekli görülür.

Oksitosin hormonu yeterli olduğunda bile, annenin stres durumu hem doğum kasılmalarıyla baş etme kabiliyetini, hem de doğumun fizyolojik ilerleyişini doğrudan etkiler. Bu noktada doulanın varlığı, stresi azaltıp güven duygusunu artırarak hem doğumun hormonal işleyişini destekler, hem de aileye kendi doğum deneyimlerine yoğunlaşmaları için alan tutar. 

Doulalar Nasıl Çalışır?

Birçok doula, doğum öncesinde aile ile tanışıp bir veya birkaç doğum öncesi görüşme planlayarak işe başlar. Bu görüşmelerde ailenin hamilelik ve doğum ile ilgili yaklaşımını tanımanın yanı sıra, bu süreçlerde yardımcı olabilecek bazı yöntemler paylaşılabilir. Doula, ailenin çalıştığı doktor veya ebe ile de tanışarak doğum ekibinin bir parçası olur. Hamilelik süresince gebe ile haberleşerek yolculuğunda ona eşlik eder.

Doğum başladığında, ister hastanede olsun ister evde, doula ailenin yanında olur ve tüm doğum süreci boyunca orada kalır. Doğumdan sonra ise, anne ve bebeğin ilk dakikalarını keyifli geçirmesi için destek olur. Emzirme için uygun pozisyonlar gösterebilir ve partnerin de sürece dahil olması için uygun ortam hazırlanmasına yardımcı olur, sonrasında ise isteğe bağlı olarak ev ziyaretleri planlayabilir. Lohusa doulası hizmeti, anneyi evde desteklemek üzere ayrıca planlanır.

DUYGU İSLAMOĞLU

DUYGU İSLAMOĞLU

Yuvaluna İçerik Direktörü Duygu İslamoğlu, yaklaşık 10 yıldır kadın sağlığı, hamilelik ve çeşitli kadın meseleleri üzerine araştırıyor, yazıyor, haberler hazırlıyor. Aynı zamanda ailelere doula olarak hizmet veriyor, İçsel Doğum Doula Eğitimi’nin mentor ve eğitmen ekibinde yer alıyor. Yaşamın başladığı anın sihri karşısında her seferinde dili tutuluyor!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Hamilelik ve Doğumda Nefes

Hamilelik ve Doğumda Nefes

Hamilelikte ve doğumdan sonra yapılan nefes çalışmaları nefes alış ve verişlerin sert bir şekilde uzatılmasının kontrolü ya da manipülasyonu değildir. Nefes çalışmaları bunun yerine nefeslerin ritmik varlığıyla dans etmenin narin ve keskin bir yolunu sunar.

Doğum Sonrası İçin Haklar Kılavuzu

Doğum Sonrası İçin Haklar Kılavuzu

Gebelik de doğum da, Türkiye gibi ülkelerde son derece medikalize edilen ve her halükarda birer patoloji muamelesi gören durumlar. Her vaka için böyle olmasına gerek var mı? Gebelere “hasta” muamelesi yapılması yaşadığımız çağın sonucu. Oysa belki de hayatın en doğal karşılamalarından birine muhatabız.

 
#
Tamam